5 Kasım 2018 Pazartesi

KURANIN NASIL İNDİRİLDİ ?

KURANIN İNDİRİLMESİ
-KuranıKerim, en son ve en büyük peygamber Hz. Muhammed (s.a.s.)'e Allah tarafından gönderilen en büyük kutsal kitapdır. 

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.), kendisine peygamberlik görevi verilmeden önce bir süre Mekke yakınındaki Hira dağında bir mağaraya çekilir, Allah'ın büyüklüğünü düşünmekle meşgul olurdu.
610 yılının Ramazan ayında bir Pazartesi gecesi yine Hira'daki mağaraya çekilmiş, gönlü ve bütün varlığı ile Allah'a yönelmişti. İşte bu sırada meleklerin en büyüğü olan Cebrâil (a.s.), Allah'ın emriyle peygamberimize gelerek "Oku!" dedi ve bu emri üç defa tekrarladı. Sevgili Peygamberimiz, "Ne okuyayım?" deyince Cebrâil (a.s.), Kur'an-ı Kerim'den beş âyeti tebliğ etti. Böylece ilk vahiy geldi ve Kur'an-ı Kerim nâzil olmaya başladı.

Kur'an-ı Kerim, Peygamber Efendimize Cebrail adlı melek aracılığı ile indirilmiştir. İlk vahiy geldiği zaman Peygamberimiz (s.a.s.) 40 yaşında idi.
Kur'an-ı Kerim, peygamberimize vahiy yoluyla gelmiştir. Vahiy: Allah tarafından doğrudan doğruya veya elçi vasıtasıyla Peygamberlere bildirilen ve kesinlik ifade eden bilgidir. Vahyin çeşitleri vardır. Allah bu vahiy yollarından biri ile sözünü peygamberlerine duyurmuştur.
Bu yollardan biri de Yüce Allah'ın, sözünü bir melek aracılığı ile peygamberlerine duyurmasıdır.
Allah'ın sözünü peygambere bildiren melek; bazen kendi suretinde gelirdi. Bazen de bir insan şeklinde gelir, orada bulunanlar kendisini görür, sesini işitirlerdi. Bazı zamanlarda da melek vahyi peygambere bildirir, fakat kendisi görünmezdi.
Kur'an'ın inmeye başlamasıyla Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Peygamberlik görevi başlamış oldu. Kur'an-ı Kerim, bazen ayet-ayet, bazen de sûreler hâlinde parça-parça inerek 23 senede tamamlandı.

"İşte bu Kur'an muazzam bir kitabdır. Onu biz indirdik. Çok mübarektir. (Fayda ve bereketi çoktur). Artık buna uyun, emirlerine bağlanın ve Allah'tan korkun. Tâ ki merhamet olunasınız." (En'âm, 6/155)
Kur'an-ı Kerim Peygamberimize indiği gibi hiç bir değişikliğe uğramadan bize kadar gelmiştir. Kıyamete kadar da bozulmadan devam edecektir.
Öteki kutsal kitaplardan bazıları tamamen kaybolmuş, bazıları da birçok değişikliklere uğrayarak bozulmuş ve hiçbiri Allah'tan gönderildiği gibi muhafaza edilememiş, insanlar tarafından değiştirilmiştir.
Kur'an-ı Kerim'i koruyacağını Yüce Allah, şu ayetle teminat altına almıştır: "Kur’anı biz indirdik, elbette yine onu biz koruyacağız." (Hicr 9)
Gerçekten de Allah, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'i günümüze kadar korudu, kıyamete kadar da koruyacaktır.

"O Kur'an, insanları Hakk'a ulaştırır; helâl ile haramda ve din hükümlerinde hakkı bâtıldan ayırır..." (Bakara, 2/185)
Kur'an-ı Kerim toplu olarak değil, zaman ve olaylara göre ayetler ve sûreler halinde parça parça inmiştir. Bu durum, onun kolayca ezberlenmesini ve anlaşılmasını sağlamıştır.
Kur'an-ı Kerim son ilahi kitaptır. Ondan sonra başka kitap gelmeyecektir. Kur'an'ın hükümleri kıyamete kadar geçerli olacak, değişmiyecektir. Önceki kitaplar ise belirli bir zaman için gönderilmişti.
Kur'an-ı Kerim, bütün insanlığa gönderilen bir kitaptır. Her asrın ihtiyaçlarını karşılayacak hakikat ve hikmetlerle doludur.
Kur'an-ı Kerim, bütün ilahi kitapların hükümlerini nesh etmiş, yani yürürlükten kaldırmış ve bu hükümleri kendisinde toplamıştır.

19 Ekim 2018 Cuma

ALLAH SEVGİSİ

ALLAH
Allah sevgisi nedir ?

Sual: Sevgi nedir, Allah sevgisi nedir?
CEVAPİmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki:
Sevgi, gönlün zevk aldığı şeye meyletmesi demektir. Bu meylin k
kuvvetlisine aşk denir.

Sevginin deyim anlamı ise şöyledir:
Sevgi, hiçbir karşılık beklemeden sevgiliye [Allahü teâlâya] tâbi olmak, Ona itaat etmek, Onun her işini güzel, her eziyetini, her iyilikten daha tatlı görmek ve Onun dostlarını dost, düşmanlarını düşman bilmek, kısacası Onun rızası için yaşamaktır.

Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, sadık olan âşıkların elinde ve iradesinde değildir. Çalışmaksızın, zahmet çekmeksizin kendiliğinden hâsıl olur. Dostun dostları güzel görünür ve düşmanları çirkin ve fena görünür. Dünyanın güzel görünüşlerine kapılanlara hâsıl olan sevgi de, bunu gerektiriyor. Seven, sevgilisinin düşmanlarından kesilmedikçe, sözünün eri sayılmaz. 
 SEVGİMİZ

9 Ekim 2018 Salı

ARKADAŞLIK SEVGİSİ

ARKADAŞ SEVGİSİ

Arkadaşlık, arka çıkmaktan gelir. Arka çıkmanın şartları vardır. Adalet, merhamet, fedakarlık, sadakat arkadaşlığı besleyen değerlerdir. Arkadaş olmak, kolaydır. Arkadaş kalmak zordur. İnsanları iyi tanımak ve değer vermek gerekir.

Arkadaşlıklar zaman içinde oluşur. Zaman ister, emek ister, paylaşma, dayanışma, yardımlaşma ister. Arkadaşlar, her şartta birbirlerini korurlar. Korkup kaçmazlar, Birbirlerini yarı yolda bırakmazlar. Birbirlerini üzmezler, kırmazlar.
Arkadaşlar, birbirlerine saygı gösterirler. Sevgi beslerler. Saygı ve sevgi arkadaşlığı büyütür. Arkadaşlık saygı ve sevgi zemininde hayat bulur. Yeşerir. Güzel kokular saçar. Herkes bu zeminde arkadaş olsa, dünya barış, huzur ve mutluluk yuvasına döner.
Arkadaşlar kale gibidir. Birbirilerini korur. Arkadaşlar kule gibidir, birbirlerini kollar. Arkadaşlar, maddi ve manevi her değeri paylaşarak var olurlar. Uzun süreli arkadaşlıklar, dostluğa dönüşerek ölümsüzleşir. Arkadaş olmak bu nedenle zordur.
Arkadaş sevgisi, insanı hayata bağlar. Birlik ve beraberlik duygularını, düşüncelerini diri tutar. Bu da insanın davranışlarına yansır. Arkadaşlar hediyeleşir, birbirlerine zaman ayırır. Dertleşir. Üzüntülerini paylaşarak azaltır, mutluluklarını paylaşarak çoğaltır. Arkadaş olmak bunu gerektirir.
Bu nedenlerle arkadaş sevgisi bütün boyutları aşar. Zaman ve mekan tanımaz. Kalpten kalbe giden gizli yolun sevgi taşlarıyla döşeli olduğu bilinci, arkadaşlık köprülerini kuvvetlendirir. Toplumda arkadaşlıklar, birlik ve beraberlik için çok önemlidir ve gereklidir. Arkadaş olmak, er kişinin işidir.

ARKADAŞLAR

Arkadaşlık

Herkesle arkadaşlık yapmak uygun değildir. Hadis-i şerifte, (Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir, o halde kiminle arkadaşlık edeceğinize çok dikkat edin) buyuruldu. (Hakim)

Şeytan, insana kötü arkadaşı vasıtası ile günah işletir. Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır.

Herkesle iyi geçinmeli, çok kimselerle dost olmaya çalışmalıdır.
Şir’adaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok dostunuz olsun! Çünkü Rabbiniz haya sahibidir, kerimdir. Kıyamette dostları arasından, din kardeşlerinin içinde bulunan kuluna azap etmekten haya eder.)

(Tanıdıklarınız çok olsun! Çünkü kıyamet günü, her biri şefaat eder.)

(Allah yolunda bir din kardeşi edinene, Allahü teâlâ Cennette bir derece verir.)

Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır. Allahü teâlâ çoğu zaman, bir sevgili kulunun kalbinde, bir kimseye muhabbet görür de, onun hürmetine buna merhamet ederek sevdiği kullar arasına ilhak eder.

İyi arkadaşlar bulunca kıymetlerini bilmeli, edeplerine dikkat etmelidir. Ona saygılı davranmalı, canını ve malını kendi can ve malından üstün tutmalıdır. Ayıbını görmemeli ve hiç kimseye söylememeli, hatta unutmalıdır!

Herkesle arkadaşlık yapmak uygun değildir. Hadis-i şerifte, (Kişinin dini, arkadaşının dini gibidir, o halde kiminle arkadaşlık edeceğinize çok dikkat edin) buyuruldu. (Hakim)

Şeytan, insana kötü arkadaşı vasıtası ile günah işletir. Akıllı, ilim sahibi, iyi ahlaklı, doğru sözlü, cömert olan, fâsık olmayan kimselerle arkadaş olmalıdır.

Herkesle iyi geçinmeli, çok kimselerle dost olmaya çalışmalıdır.
Şir’adaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Çok dostunuz olsun! Çünkü Rabbiniz haya sahibidir, kerimdir. Kıyamette dostları arasından, din kardeşlerinin içinde bulunan kuluna azap etmekten haya eder.)

(Tanıdıklarınız çok olsun! Çünkü kıyamet günü, her biri şefaat eder.)

(Allah yolunda bir din kardeşi edinene, Allahü teâlâ Cennette bir derece verir.)

Kişi, dünya ve ahirette de sevdikleri ile beraber olur. Onun için iyilerle arkadaşlık etmeye çalışmalıdır. Allahü teâlâ çoğu zaman, bir sevgili kulunun kalbinde, bir kimseye muhabbet görür de, onun hürmetine buna merhamet ederek sevdiği kullar arasına ilhak eder.

İyi arkadaşlar bulunca kıymetlerini bilmeli, edeplerine dikkat etmelidir. Ona saygılı davranmalı, canını ve malını kendi can ve malından üstün tutmalıdır. Ayıbını görmemeli ve hiç kimseye söylememeli, hatta unutmalıdır!

18 Mayıs 2018 Cuma

KURANI DOĞRU OKUMAK


  1. TERTİL.



  2. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi Olarak Tertil: 
    1- Bir şeyin düzgün, güzel ve muntazam olması demektir.

    2- Ağır ağır, tane tane okuma. Kur'an'ı, ayetleri üzerinde düşünerek okuma.

    TertilKur’an-ı Kerim Terimi Olarak Tertil: 
    1. Bir şeyi doğru yapmak, açık açık, hakkını vererek açıklamak, sözü güzel yerinde ve doğru söylemek.

    2. Kur'an'ı tecvit kurallarına uygun olarak, her bir harfin hakkını vererek doğru ve güzel bir şekilde okumak.


    3. Ağır ağır tane tane okuma. Kur’an-ı Kerim'i, ayetleri üzerinde düşünerek okuma.

13 Mart 2018 Salı

İLK MÜSLÜMAN OLANLAR


İLK MÜSLÜMANLAR





Hz Muhammed 8 yaşından 25 yaşına gelene kadar amcası Ebu Talib'in evinde yaşamıştır. Amcası tarafından hoş tutulmuş, kendi çocuklarından ayrılmamıştır. Hz Hatice ile evlenmesiyle, maddi anlamda rahatlamış, eşinin evine yerleşmiştir. Amcasının evi kalabalık olduğundan, onu birazcık rahatlatmak için, 5 yaşında olan amca oğlu Ali'yi kendi evine almıştır. Hz Hatice ve Hz Muhammed'i namaz kılarken gören Hz Ali, bunun ne anlama geldiği sorunca, Peygamberimiz ona Müslümanlığı anlatmıştır. Hz Ali on yaşında olmasına rağmen, Müslümanlığı kabul etmiştir.
Hz Ebu Bekir'in Müslüman olması
Kureyş kabilesinin Teymoğulları kolundan olan Ebu Bekir, Peygamberimizin en yakın dostudur. Mekkelilerin güvendiği zengin bir tacirdi. Sünni inancına göre ilk Müslüman olan erkek ve ilk halifedir. Dürüst olması ve samimiyeti nedeniyle Hz Muhammed ailesi dışından ilk olarak Hz Ebu Bekir'i Müslüman olmaya, İslam'ı kabul etmeye davet etti. Davete icabet eden Hz Ebu Bekir sayesinde, Peygamberimizin desteği artmış oldu. Hz Ebu Bekir servetini İslam uğruna harcayan, köle olan Müslüman'ları satın alarak azad eden biriydi. İslamiyet uğruna yapılan bütün savaşlara katılmıştır. Peygamberimizin ölümünün ardından Kuran'ı toplayarak, 142 hadis söylemiş ve 634 yılında vefat etmiştir. Hücre-i Saadette bulunan kabre gömülmüştür.
Zeyd Bin Harise'nin Müslüman olması
Peygamberimizin kölesiyken, azad edilip, evlatlığı olarak Onun manevi oğlu olmuştur.

Seriyye komutanlığı yapmış ve 629 yılında Mute'de ölmüştür.
Osman bin Affan'ın Müslüman olması
İslam'ın üçüncü halifesi olan Osman, Bedir dışında yapılan savaşlara katılmıştır. Sebe taraftarları tarafından, oruçlu ve Kuran okurken 656 yılında öldürülmüştür. Zengin ve vahiy katibi olmasından Kuran'ı çoğaltmıştır. Lakabı Naşir-ul Kuran olan Osman, 146 hadis beyan etmiştir.
Abdurrahman bin Avf'ın Müslüman olması 
Uhud savaşında yaralanarak, 651 yılında vefat etmiştir.
Sa'd bin Ebi Vakkas'ın Müslüman olması
İslam'da yapılan savaşların hepsine katılmış, orduda okçu olarak görev yapmıştır. Halifelik dönemlerindeki savaşlarda komutan olarak görev yapmıştır. Kadisiye'de yapılan savaşta zaferle dönmüştür. 674 yılında Medine'de ölmüştür.  
Zübeyr bin Avvam'ın Müslüman olması
Peygamberimizin bacanağıdır. Habeşistan'a giden kafilede yer aldı. 656 yılında Cemel Vakasında savaştan çekilip Medine'ye giderken öldürülmüştür. 38 hadisi bulunmaktadır.












16 Ocak 2018 Salı

İslam ne zaman yayıldı


İSLAMIN YAYILIŞI




Hz. Muhammed 571 yılında Mekke'de doğdu. Babası Abdullah, annesi Amine Hatun'dur. Küçük yaşta anne ve babasını kaybettiğinden önce dedesinin sonra da amcası Ebu Talib'in yanında yetişti. Çobanlık ve ticaretle uğraştı. 25 yaşında Hz. Hatice ile evlendi. Bütün kötülüklerden uzak durması, doğruluğu ve zekasından dolayı "el emin" dendi. Kırk yaşlarına geldiğinde sık sık gittiği Hira dağındaki bir mağarada ilk vahyin gelmesiyle peygamber oldu.(610)
Hicret ve Hz. Muhammed'in Seferleri: Hz. Muhammet İslam dinini önce gizlice yakınlarına anlattı. Daha sonra açıktan yaydı. Bu durum çıkarlarının elden gitmesinden korkan Mekke ileri gelenlerinin tepkisine yol açtı. Mekkeliler Müslümanlara baskı yapmaya başladılar.
Bunun üzerine Müslümanlar Mekke'den Medine'ye hicret (göç) ettiler (622). Böylece İslam Devleti'nin temelleri atıldı. Hz. Muhammed din ve devlet başkanı oldu.
Mekkeliler Müslümanların peşini bırakmadılar. Müslümanların Mekke'de kalan mallarını yağmaladılar. Bu durum Bedir Savaşı'na yol açtı. 624'te yapılan Bedir Savaşı'nı Müslümanlar kazandı. Bu durum Müslümanların kendilerine güvenini artırırken İslamın yayılışını da hızlandırdı.
625'te Mekkeliler Bedir'in intikamını almak istediler. Yapılan Uhud Savaşı'nda Müslümanlar yenildi. İki yıl sonra Mekkeliler Müslümanları kesin olarak yok etmek için Medine'yi kuşattılar. Ancak kazılan hendekleri geçemediler. Mekkelilerin başarısızlığı Arapların Müslümanlara olan ilgisini artırdı. dersimiz.com
628'de yapılan Hudeybiye Antlaşması ile Mekkeliler Müslümanların varlığını tanımış oldu. 630'da Hz. Muhammed Mekke'yi ele geçirdi. Mekkelilerin tamamına yakını Müslüman oldu. İslamiyet Arabistan'daki en büyük güç oldu. 632'de Veda Haccı'nı yapan Hz. Muhammed aynı yıl vefat etti.
  Hz. Muhammed'den sonra yerine Hz. Ebubekir halife seçildi. Onun zamanında yalancı peygamberler ve zekat vermeyen kabileler itaat altına alındı. Kuran-ı Kerim kitap haline getirildi. Yerine geçen Hz. Ömer zamanında Irak, İran, Suriye ve Mısır fethedildi.
Hz Osman zamanında Türklerle savaşlar başladı. İlk İslam donanması kuruldu ve Kıbrıs alındı. Hz. Osman'ın son zamanında başlayan karışıklıklar Hz. Ali zamanında artarak devam etti. Bu durum İslam toplumunun bölünmesine ve fetihlerin durmasına neden oldu.
İslam fetih hareketleri Emeviler zamanında (661-750) yeniden hızlandı. Kuzey Afrika'nın fethi tamamlandı, İspanya fethedildi. Horasan ve Maveraünnehir bölgesi ele geçirildi. İstanbul kuşatıldı. Abbasiler döneminde fetihler durmuştur. Abbasiler fetihlerden çok islam dininin yayılması için çalışmışlar; bilim, sanat ve edebiyatla uğraşmışlardır. Türkler ve İranlılar gibi Arap olmayan uluslara devlet ve ordu yönetiminde görevler vermişlerdir.


Devlet ve Memleket Yönetimi: Hz. Muhammed, din ve devlet başkanı olarak toplumun tüm sorunlarıyla ilgilenmiştir.
Hz. Ömer zamanında ülke illere ayrılmış, başına vali ve kadılar tayin edilmiştir. Emevilerde halifelik babadan oğula geçmeye başladı. Emeviler, posta, maliye ve emniyet teşkilatının temellerini attı. Abbasiler zamanında vezirlik makamı kuruldu.
İslam Devleti'nin sınırları genişledikçe İslam dini de yayıldı. Özellikle Abbasilerin hoşgörülü ve adaletli tutumları sayesinde İslamiyet Türkler ve İranlılar arasında yayıldı.
Sosyal ve Ekonomik Yaşam: İslam dininde bütün Müslümanlar eşitti. Ancak Emeviler Arap olmayan Müslümanlara ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapmışlardır. Abbasiler Arap olmayan Müslümanlara da eşit davranmıştır. İslamiyet köleliği kaldırmamış, ancak haklarını genişletmiştir. Sınırların genişlemesi tarım ve ticareti de geliştirmiştir.
Emeviler zamanında Arapça resmi dil oldu. Bilim dilinin Arapça olması Arapçanın yaygınlaşmasını sağladı.
İslam dini bilim ve sanatın gelişmesini teşvik etti. Abbasiler zamanında medreseler kuruldu. Eski Yunan eserleri Arapçaya tercüme edildi. Dini ilimlerin yanında matematik, tıp, astronomi, felsefe gibi bilimler de gelişti.
Emeviler zamanında sanat hızla gelişti. Özellikle mimaride Avrupa geçildi. Resim ve heykel yasak olduğundan gelişmedi. Bunun yerine hat, oymacılık, nakkaşlık, arabesk gibi sanat dalları gelişti.